Yumuşak Doku Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Yumuşak doku sarkomunun semptomları, tümörün bulunduğu yere ve yayılmasına bağlı olarak çeşitlilik göstermektedir. En sık karşılaşılan belirtiler:
- Vücudun herhangi bir yerinde ağrılı veya ağrısız yumru oluşumu,
- Kemik ağrısı,
- Çok hafif bir travmada ciddi kemik kırığı,
- Karın ağrısı,
- Kilo kaybıdır.
Karın ağrısı ve kilo kaybı gibi belirtiler, halk arasında hafif bulgular olarak değerlendirilse de yumuşak doku kanseri belirtilerine de ait olduğu unutulmamalı ve ek şikayetlerin de bulunduğu takdirde uygun bir hekime başvurulmalıdır.
Yumuşak Doku Kanseri Nedir?
Yumuşak doku kanseri, bağ dokusundan kaynaklanan ve nadir görülen bir kanser türüdür. Bağ dokusu, vücuttaki dokuları birbirine bağlayan ve destekleyen bir sistemdir. Sarkomlar; kemiklerde, kaslarda, tendonlarda, sinirlerde, kıkırdakta, yağ dokusunda veya kan damarlarında meydana gelmektedir. Sarkomlar; karşılaşılma miktarına göre kol ve bacaklarda, karında ve baş-boyunda daha çok görülmektedir. Kol ve bacaklarda tümör oluşumları ile kendini gösteren yumuşak doku kanserleri, çocukluk ve gençlik çağındaki tüm kanser hastalıklarının yaklaşık %6,6’sını oluşturmaktadır. Hastalık ilk evrelerinde genellikle hiçbir belirti göstermezken tedavide geç kalındığı takdirde vücutta hızla yayılabilmektedir. Sarkomlar çocukluk çağında daha sık görülürken yetişkinlerde yumuşak doku kanserine daha az rastlanmaktadır. Sarkomlar, çocukluk çağı kanserlerinin %15’ini oluşturmaktadır.
Lenf bezi kanseri belirtileri nelerdir? Yazısını inceleyebilirsiniz.
Yumuşak Doku Kanseri Teşhisi

Yumuşak doku sarkomları en iyi MR ile görüntülenebilir. Direkt grafi, tomografi, PET, kemik taraması ve ultrason uygun bulunan durumlarda hastadan istenebilir. Hastanın vücudunda el ile hissedilebilen bir kitle varsa uygun bir hekime başvurulmalı ve biyopsi yaptırılmalıdır. Tümör tipinin belirlenmesi ve evrelendirilmesi için biyopsi büyük önem taşımaktadır. Biyopsi doğrudan, ultrason altında veya tomografi eşliğinde olmak kaydıyla üç farklı şekilde yapılabilmektedir. Osteosarkomda hastaların %50’sinde kanda serum alkalen fosfat, %25’de ise serum laktat dehidrogenaz (LDH) yüksek olarak tespit edilmektedir. Radyografik görüntüde; kemikte yapım ve yıkımın birlikte olduğu litik ve sklerotiklerin görülmesi ile tanı rahatlıkla konulabilmektedir.
Sarkomların tanısında ve evresinin belirlenmesinde kullanılan test ve yöntemler:
- Fiziksel muayene: Doktor, hastanın belirtilerini daha iyi anlamak ve tanıya yardımcı olacak amacıyla fiziksel muayene yapmaktadır.
- Görüntüleme yöntemleri: Hangi görüntüleme yöntemlerinin hastaya ait olduğu, hastanın durumuna ve doktorun tercihine göre değişmektedir. X-ray gibi bazı yöntemler kemik sorunlarını görmekte daha başarılır. MRI gibi yöntemler ise bağ doku sorunlarını görmede tercih edilmektedir. Diğer görüntüleme yöntemleri de ultrason, BT, kemik taraması ve pozitron emisyon tomografisidir.
- Biyopsi: Biyopsi, laboratuvar testi için şüpheli dokudan bir parça alınması işlemidir. İleri laboratuvar testleri, hücrelerin kanserli olup olmadığını ve hangi kanser türünü temsil ettiğini belirleyebilmektedir. Biyopsi yapılması, en iyi tedaviyi seçmekte yardımcı olacak bilgileri de ortaya çıkarmaktadır.
Yumuşak Doku Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?
Yumuşak doku kanseri, genellikle kanserin cerrahi çıkarılması ile tedavi edilmektedir. Diğer tedaviler, cerrahi öncesi veya sonrasında kullanılmaktadır. Sarkomun türüne, konumuna, hücrelerinin durumuna ve vücudun diğer kısımlarına yayılıp yayılmadığına göre değişiklik göstermektedir. Sarkom cerrahisinde amaç, tüm kanser hücrelerini çıkarmaktır. Bazen tüm kanseri çıkarmak için bir kol veya bacağın ampütasyonu gerekmektedir ancak cerrahlar mümkün olduğunca uzuvların fonksiyonunu korumaya çalışmaktadırlar. Bazen tüm kanser, sinirler veya organlar gibi önemli yapılara zarar vermeden çıkarılamaz. Böyle durumlarda cerrah, elinden geldiğince ve hastanın hayatını riske atmamak koşuluyla kanserli kitlenin ulaşılabilen en büyük parçasını çıkarmaya çalışmaktadır. Yumuşak doku kanseri belirtileri görülen hastalarda uygulanan tedavi yöntemleri şunlardır:
- Radyoterapi: Kanser hücrelerini öldürmek için X-Ray veya proton gibi yüksek enerjili ışınlar kullanılmaktadır. Radyasyon, vücudun etrafında dönerek enerji ışınlarını yönelten bir makineden gelmekte veya geçici olarak vücudunuzda konumlandırılabilmektedir. Bazen radyasyon, kanserin çıkarılması amaçlı cerrahi işlem sırasında verilebilmektedir.
- Kemoterapi: Kanser hücrelerini öldürmek üzere kimyasalların kullanıldığı bir tür ilaç tedavisidir. Bazı sarkom türlerinde kemoterapiye daha başarılı bir cevap alınmaktadır.
- Hedeflenmiş tedavi: Hedeflenmiş tedavi, kanser hücrelerindeki özel zayıflıklara saldıran ilaçları kullanan bir tedavidir.
- İmmünoterapi: İmmünoterapi, kanserle savaşmak için bağışıklık sistemini kullanan bir ilaç tedavisidir. Vücudun hastalıklar ile savaşan bağışıklık sistemi, kanser hücreleri ile savaşamaz. Çünkü, kanserli hücreler bağışıklık sistemini körelten proteinler üretmektedirler. İmmünoterapi ilaçları, tam tersi çalışarak kanserli hücreye karşı gelmektedir.
- Ablasyon terapisi: Ablasyon tedavisi, kanser hücrelerine ısıtmak için elektrik, dondurmak için çok soğuk sıvı uygulayarak yok etmekte veya hücreleri hasara uğratmak için yüksek frekanslı ultrason dalgaları kullanmaktadır
En sık uygulanan tedavi, cerrahi yöntemdir. Cerrah, tümörü ve etrafındaki dokuları temizlemektedir. Aynı zamanda patolojiye göndermek üzere örnek almaktadır. Cerrahiden sonra radyoterapi uygulanabilmektedir. Radyoterapi, bazen başlangıçta tümörü küçültmek için de tercih edilmektedir. Sarkom tedavisinde kemoterapi, ameliyatla birlikte veya ameliyat yerine kullanılabilmektedir. Son yıllarda uygulamaya giren hedefli tedavilerde vücudun sağlam hücreleri korunarak doğrudan tümöre yönelik tedavi yapılmaktadır.
Yumuşak Doku Kanserinde Risk Faktörleri Nelerdir?
Yumuşak doku kanserinde tehlikeli kategoride yer alanlar:
- Kalıtsal sendromlar: Aileden geçen bazı kalıtsal hastalıklar sarkom riskini artırabilmektedir.
- Kanser için yapılan radyoterapi: Radyoterapi yapılan kanser hastalarında, uzun veya yakın vadede yeniden sarkom meydana gelebilmektedir.
- Lenfödem: Lenf sistemindeki bir bozukluktan dolayı ilgili bölgede aşırı şişme ile karakterize bir hastalıktır.
- Kimyasallar: Bazı endüstriyel kimyasallar ve böcek ilaçları, karaciğer kaynaklı sarkom riskini artırabilmektedir.
- Virüsler: “İnsan Herpes virüs 8” olarak adlandırılan virüs, bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde “Kaposi sarkomu” adı verilen bir sarkom riskini artırabilmektedir.
Akciğer kanserinin ilk evre belirtileri nelerdir? Yazısına da göz atabilirsiniz.
Sarkom Türleri Nelerdir?

Yetmişten fazla sarkom türü bulunmaktadır. Sarkomun tedavisi; türüne, konumuna, hastanın diğer bulgularına, hücre değerlerine vb. pek çok paktöre göre değişiklik göstermektedir. Sarkomlar, yayılma durumlarına göre dört evreye ayrılmaktadırlar.
- 1 ve 2.Evrede, tümör bölgeseldir.
- 3.Evrede tümör bulunduğu bölgedeki lenf bezlerine yayılmıştır.
- 4.Evrede ise vücut içerisinde diğer doku ve organlara yayılarak metastaz yapmıştır.
Başlıca yumuşak doku kanseri türlerine; anjiosarkom, kondrosarkom, dermatofibrosarkoma protuberans, desmoplastik küçük yuvarlak hücreli tümörler, epiteloid sarkom, ewing sarkom, gastrointestinal stromal tümör (GIST), kaposi sarkomu, leiomyosarkom, liposarkom, kötü huylu çevresel sinir kılıfı tümörleri, myxofibrosarkom, osteosarkom, pleomorfik sarkom, rhabdomyosarkom, yumuşak doku sarkomu, soliter fibröz sarkom, sinovial sarkom, andiferansiye pleomorfik sarkom örnek verilmektedir.
Yumuşak doku kanseri belirtilerine sahip olan kişilerin bu sarkom türlerinden herhangi birine sahip olup olmadıkları gerekli tetkikler sonucunda açığa çıkmaktadır.